Bilinçaltını bir örnekle kısaca tanımlamak gerekirse; bir buzdağını ele alabiliriz. Üst kısmı bilinli zihin alt kısmı ise bilinçaltıdır. Bilinçaltı beynimizin, biz farkında olmadan bilincimiz dışı çalışan, gece biz uyurken bile vücut fonksiyonlarımızın çalışmasını sağlayan anne karnına düştüğümüz andan itibaren her şeyi aralıksız kaydeden ve gerektiğinde bilincin hizmetine sunan bir parçasıdır. Beyinde gama, beta, alfa, teta ve delta olmak üzere 5 ana frekans vardır. İnsan beyni 0-6 yaş aralığında teta frekansında çalışır ve duyusal, görsel, işitsel olarak edindiği tüm deneyimleri ayırt etmeden katdeder. Bu deneyimler sonucu oluşan duyguları durumla birleştirerek yorumlayıp kaydeder ve kendine bir kök inanç oluşturur. Kök inançlar sadece kişinin kendi deneyimlerinden meydana gelmezler. Genetik, geçmiş ve ruhsal düzey olarak da bilinçaltımızda negatif kodlamalar bulunur. Genetik düzeyi ele alacak olursak ; nasıl fiziksel özelliklerimiz 7 kuşak ötesine kadar dayanabiliyorsa aynı şekilde atalarımıza, aile üyelerimize ait olan olumsuz kayıtlar da DNA’mıza işler ve biz farkında olmadan hayatımızın akışını kontrol eder. Bilinçaltı bütün bunları kişinin iyiliğine hizmet etmek ve hayatta kalmasına yardımcı olmak maksadıyla yapsa da olumsuz kodlamalar çoğu zaman kişiyi istemsizce kaosa sürükler. Bu sebeple bilinç farkındalığını arttırarak bilinçaltını arındırmak, kişinin mevcut durumdan çıkıp istenilen konuma gelmesinde büyük ölçüde katkı sağlar.